Uludağ Üniversitesi Mete Cengiz Kültür Merkezi'ndeki panelin sunuculuğunu Metin Yalçın yaptı. Gineli hafız Mahmut Dialo'nun Kur'an-ı Kerim okumasıyla başlayan programda "Said'lerin Doğuşu" adlı sinevizyon gösterimi yapıldı.
Vatanını savunurken bile seccadesini bırakmayan bir alimdi
Bursa Bediüzzaman Platformu adına açış konuşması yapan Dr. Fikri Pala, "büyük mücahit" olarak adlandırdığı Bediüzzaman'ın "örnek bir insan" olduğunu söyledi. Pala, "O her türlü durumda vatan tehlikedeyken, vatanını savunurken bile seccadesini bırakmayan bir alimdi" dedi.
Panelin moderatörlüğünü yapan Prof. Dr. Faris Kaya, "Bediüzzaman kulluğun farkında olarak yaşamış ve yaşamayı öğretmiştir" şeklinde konuştu.
Hadis alimleri, uzmanları Risale-i Nur'daki hadis tasnifini mutlaka okumalı
"Bir Tefsir olarak Risale-i Nur" başlıklı konuşma yapan Prof. Dr. Atilla Yargıcı, Bediüzzaman Hazretlerinin 90 cilt kitabı ezberlediğini ve bunları üç ayda bir zihninde tekrar ettiğini hatırlatarak, bunun sonradan yazdığı Risale-i Nur eserlerinde görüldüğünü söyledi.
Bediüzzaman'ın Risale-i Nur'u Kur'an tefsiri olarak isimlendirdiğini belirten Yargıcı, "bu eserlerde kelam, mantık, belagat gibi bir çok İslami ilimler mevcut. Eserlerinde bir çok eksik ve yanlışları nezih bir dille düzeltiyor. Aslını beyan ediyor" dedi.
Hadis alimlerinin, Hadis uzmanlarının Risale-i Nur'daki hadis tasnifini mutlaka okuması gerektiğine dikkat çeken Yargıcı, "Bediüzzaman'ın hadisle ilgili ölçüleri günümüzdeki bir çok akıl karışıklığını da düzeltecektir. Çünkü son zamanlarda birileri aklına yatmadığı hadisi inkar ediyor. Bediüzzaman ise bunları çok güzel bir şekilde günümüze yaklaştırıyor" şeklinde konuştu.
Bediüzzaman haşir konusunda bugüne kadar yapılmayanı yaptı
Bediüzzaman Said Nursi'nin imanla ilgili tefisrleri yaptığını ve tevhid inancı üzerinde çok durduğuna vurgu yapan Yargıcı, günümüzde buna çok ihtiyaç olduğunu ifade etti. Yargıcı, "Haşir konusunda da bugüne kadar yapılmayanı yapmış Bediüzzaman. Bir çok alimin akılla anlaşılamayacağını ileri sürdüğü haşir ve ahiret inancını Bediüzzaman çocukların bile anlayacağı şekilde tefisr etmiştir. Bu dünyada yapılmamış bir şeydir" dedi.
Aslında bunlar bize yaptırılıyor
"Risale-i Nur nasıl zihniyet inşa eder" sorusuna cevap veren Prof. Dr. Alpaslan Açıkgenç, "Biz konuşurken gidiyorum, geliyorum, yazıyorum diyoruz. Aslında bunlar bize yaptırılıyor. Biz sadece bir tercih yapıyoruz. O tercihler de zihnimizdeki bilgilerle şekilleniyor. Bunu anlamak için sindirim sistemini örnek veriyorum. Biz sadece ne yiyeceğimizi tercih ediyoruz. Ondan sonra vücudumuzda ne olduğuna dair herhangi bir etkimiz, müdahalemiz olmuyor" ifadelerini kullandı.
İman-amel ilişkisine dikkat çeken Açıkgenç, "Bediüzzaman hep imanla ilgilenmiş. Çünkü iman ameli yapmaya iten motordur, güçtür" dedi.
Hamiyet-i diniye mi hamiyet-i milliye mi
Bediüzzaman'ın Sultan Reşat'la Rumeli seyehatine çıktığını hatırlatan Prof. Dr. Adem Ölmez, "O günlerin gündem konularından biri hamiyet-i diniye ve hamiyet-i milliye tartışmalarıydı. Bu soruyu Bediüzzaman'a da soruyorlar. O da ikna edici bir cevap vererek hamiyet-i diniyenin esas olması gerektiğini, hamiyet-i milliyenin ona hadim, kuvvet ve kale olması gerektiğini ifade ederek, 'Hamiyet-i İslâmiye, en kuvvetli ve metin ve Arştan gelmiş bir zincir-i nuranîdir. Kırılmaz ve kopmaz bir urvetü'l-vüskadır. Tahrip edilmez, mağlûp olmaz bir kudsî kal'adır' şeklinde konuşuyor" dedi.
Ölmez, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin ittihad-ı İslam'a çok ehemmiyet verdiğini, bunun için çok çalıştığını, İngilizlerin İstanbul işgaline karşı Hutuvat-ı Sitte adlı eseri ile işgale olan direnci arttırdığını, Hilafetin meclis tarafından sürdürülebileceğini söylediğini hatırlattı.
Panel, plaketlerin verilmesinin ardından sonra erdi.